ŞEHİRLİNİN TARIM İLE İMTİHANI ...
Bardağın dolu tarafından bakıyoruz ya, şu covid19 un şahsıma
yarayan en büyük katkısı, tarım işleri oldu.
Bağ, bahçe işlerine yoğunlaştık, bağ bahçe dediysek Safiye ve
Faik’in bahçesi gibi değil, mütavazi J bir metrekarelik bir bahçeden bahsediyorum.
Efendim, domates, sivri biber, çilek, böğürtlen, maydanoz,
tere, soğan ve salatalık yaptık.
Toprak ana verimli, azıcık emek ve sevgi ile ve tüm ihtişamı ile
zengince açtı kollarını çabamıza.
Sayın eşim çabaladı, ben havasını atıyorum.
Benim görevim sevmek, şarkı söylemek, meyvelere isim takmak
ve sulamak…
Önce çilekler güldürdü yüzümüzü, Rabbimin mucizesi, pıtrak
pıtrak çıktılar her birine isim verdim, bildiğiniz manyak oldum, kimisi Ayşe,
kimisi Güllü, koparmalara kıyamıyorum, koparttırmıyorum, ev halkı ile bir
mücadele başladı, sonunda karıncalar yemeden biz yemeliyiz diye beni ikna
ettiler ve biz yemeye karar verdik, 3-5
çilek ile danslar ettim, teşekkürler ettim. İsimleri Neşe-Şennur -Çitlembik…
Şehirlinin tarım ile imtihanı, görmemişin tarlası olmuş J (1 metrekare) , derken maydanozlar, tereler, taze soğanlar
çıktı, aman bir sevinç bir sevinç…
Köylü milletin efendisidir, NOKTA…
Cansız ve cılızlar ama, Dünyanın en güzel yeşillikleri bizim
bahçede sanki….
Başladım hava atmaya, ilk kez keşfetmemişim gibi, efenim
şöyle ekeceksiniz, böyle ekeceksiniz tafralarına…
Solucan gübresinden tutun aklınıza gelebilecek her türlü
bilgiye koştum.
Mucizeler bitmedi,
Ama ne oldu ise, salatalıklar çıkınca oldu, o mucizeye tanık
olmak, biz onu yukarıya doğru asmaya fırsat bulamadan, kendini ince dalları ile
tutunacak bir alana asması, her geçen gün ergen çocuk gibi hızla büyümesi, sarı
çiçekleri, koca yaprakların altına sakladığı zarif bünyesi ile resmen aşık
oldum. İsimler koydum, her sabah etrafında dans ettim, şarkılar söyledim, sihirli
flüt gibi koparmaya gönlüm arzu gelmedi ancak koparınca aynen az önce
belirttiğim gibi Mozart’ın sihirli flütü gibi , Operada izlemiştim, o flütü
nereye koyacaklarını bilemeişlerdi, aynen ben işte, nereye kullanacağımı
şaşırdım ve kendisini sanal dünyada meşhur ettikten sonra cacık yaptım.
Missssss
Acayip bir duygu, bağ bahçe ile uğraşanlar gülerler biliyorum
ama ne yapacaksınız işte görmemişin salatalığı olmuş, tutmuş sonunda koparmış.
İsimleri, Naroğlan… (diğerleri çıkınca koyarız inşallah)
Dün sabah kalktığımızda ise yeni bir mucize ile karşılaştık,
minicik bir sivri biber, aman Allah’ım yaprakları küçücük, boyundan büyük iş
çevirmiş benim mini biber, tek bir tane, hür, ismini HÜRCAN koydum, bir müddet
kopartmayı düşünmüyorum bu böyle biline… İsmi minnak.
Ve bu sabah şeri şeri lady, şarkıları ile hepsine konser
verirken domates göründü piyasada… Henüz
yeşil, halen minicik, halen ürkek, ismi Şeri Kezban, siz görün onu iki-üç hafta sonra, paylaşırım resmini J
Şükür ve teşekkürün sonu yok, bereketi bol olsun.
Bu vesile ile, tohumcuları, organik tarımcıları, bağ bahçe
işleri ile uğraşanları ekledim yeni keşfettiğim Dünyama, yeni insanlar ile
tanıştım.
Sonuç odaklı biri olduğumu fark ettim, sayın eşim süreç
odaklı ben ise tamamen başarı ve sonuç odaklı, ne yapalım?
Sürekli eğitim, sürekli öğrenme şart.
Doğadan ayrılmadan, doğanın kucağında, üreterek ve
tükettiğinin kıymetini bilerek geçen güneşli günlere…
SELAMETLE,
SAĞLIK İLE,
AFİYETLE,
ŞÜKÜR İLE…
Not; yazının içeriğinde köye, köylüye, tarıma özlem olunca bitkilerin
ismi de Türk ismi olunca bağ bahçenin ismi de Türkçe olmalı değil mi? Kocatepe’s
Farm olacak hali yok, KOCATEPE BAĞ BAHÇE oldu…
Güneş Banu KOCATEPE
28.6.2020
Yorumlar
Yorum Gönder