SANAL MEDYA ORUCU , Facebook bağımlılarına gelsin...


‘’Sağlıklı yaşam için illa beslenmeyle diyet olmaz değil mi? Sosyal mecralarda da diyet olmalı, detoks olmalı. ‘’

Demişim Aralık 2016 da, demişimde huylu huyundan vazgeçmiyor, esir aldı hepimizi akıllı telefonlar ve sosyal alem.

Gündem belli oldu, Sosyal medya orucu konumuz; diyeti beceremedik direk oruca geçiş.

Niyet ettik, oruç etmeye diyerek başlayalım.

Bir kaç zamandır düşünüyordum ancak karar almak zamanımı aldı.

Esir olduğumu;

·         Kitap okuma sayım azalınca anladım.

·         Anı yaşayamadığımda anladım.

·         Uyanır uyanmaz günü selamlamak yerine, elime telefonu alınca anladım.

·         Karşındakini can kulağı ile dinlemek yerine elimde telefon olduğumda anladım.

·         Gri olmadığından hayatımda b.kunu çıkardığımda anladım. (bipp, dıtt)

Ve dedim ki, seni yeneceğim Facebook, instagram, en azından yavaş yavaş eleyeceğim. Bu işte azıcık, biraz ondan, biraz bundan yok ama…

Yola çıktık.

Dün itibari ile kapadım facebook ve instagram hesabımı, ilk gün biraz tuhaf oldu, bugün alışmaya başladım. Kuş seslerini dinleyerek uyandım. İşe gidişime şükrederek, günün mottosunu yazmak yerine, mottoyu bilfiil yaşayarak.

Uzmanlık (Üniversite tercih uzmanlığı)  sayfamda gitti ama, bana ulaşmak isteyen nasılsa ulaşacaktır. Adresim belli.

Kırgın değilim, sadece bıkkınım. Boş paylaşımlardan, iyi niyetle koyduğum fotolara yapılan yorumlardan, tüm sene çalışıp, iki gün kaçamak yaptığında seni hep izinde sanan algılardan, kendimi anlatmaya çalışmaktan bıkkınım.

En son arife günü lösemi ile uğraşan bir arkadaşımın paylaşımı silkeledi beni. Allah’ım öyle muhtacım ki senden gelecek hayra yazmış. Şifa olsun, Allahım yar ve yardımcısı olsun. Dualarım onunla.

Ateş, böcek, tatil, motto hikaye.

Dert öyle çok ki. Tırı vırı paylaşımlarla boşa kürek çekmeye gerek yok. Sanma ki dert sadece sende var, sendeki derdi nimet sayanlarda var demişler…

Yeni sayfalara ve yeni başlangıçlara…

G.Banu KOCATEPE

Haziran 2017

 

 

Yorumlar

  1. Merhabalar. Blog'unuzu başka bir blog'daki (komedyen Deniz Özturhan'ın bir blogu) sizin bir mesajınız sayesinde keşfettim. İyi ki de keşfetmişim; gerçekten akıcı ve güzel yazıyorsunuz. Son zamanlarda blog okumayı ihmal etmiştim. Sizinki dahil birkaç blog takip edeyim artık :)

    6 ay olmuş bu mesajı siz yazalı. Eee, hala yok mu facebook ve instagram hesabınız; yoksa, dayanamayıp yeniden açtınız mı ? :) Ben, facebook ve instagram olaylarına hiç girmedim; ama, sıkı bir twitter'cıydım. 5-6 sene kadar süren bir macerayı geçenlerde sonlandırdım :) Çok vaktimi alıyordu. Artı, timeline'a düşen moral bozucu, sinirlendirici haberler ve fotolar, psikolojik anlamda mahvediyordu insanı. Ve bazı diğer sebepler.... Neyse, tamamen kapanmasın, bulunsun en azından (olur ya; ilerde gündemle ilgili çok çok önemli bir durum olur filan mesela) diye, her 4 haftada filan bir girip, sonra hemen çıkıyorum. Ama, artık kullanmıyorum gibi bir duruma geldim yani.

    Neyse, doğru karar vermişim. Hem ruh sağlığım (biraz da olsa) iyileşti; hem de gazete/dergi/kitap/makale okumaya daha çok vaktim oluyor. Twitter'dan bahsetmemişsiniz. O olaya hiç girmediniz sanırım ?

    Bol sevgiler,

    Cem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, ne yazıkki yenik düştüm. Facebook, tweeter, instegram her yerdeyim. :))

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar