Bir Küçücük masacık ve bahçecik...

 

Bu masaya bakınca, basit bir sofra göremezsiniz,

Tüm hafta arı gibi çalışılıp, hafta sonu olmasını beklemiş çifte kumrular masasıdır o,

Mütevazi ama hak edilmiş, beklenilmiş, gözletilmiş ve gözlenilmiş.

Arka planda masanın olduğu o minik bahçeye bakarsanız,

Kedilerin bile o bir metrekarelik bahçeye çıkmak için çırpındığı, sırf o minik bahçeye çıkmak için göbek kaşıttığı, taklalar attığı, hatta olağandan fazla cilve yaptığı mütevazi sofralı bahçedir o.

Çiçeklerin görmemişçesine sıralandığı, her birine isim ve emek verilmiş minik bir bahçe.

Yemyeşil olabilmek için çırpınan, bitkilerin kendisine isim verilmesinin hakkını vermeye çalışan, bazen coşku ile çiçek açan, bazen bir iki meyve verip, sahiplerini daha önce hiç görmemiş gibi dans ettiren bahçedir, bahçeciktir o.

Kuşların belli zamanlarda uğradığı, çapkın bakışlar attığı, kargalar gelince geri durdukları bahçeciktir.

O küçücük doğasında, kendince  hatırı sayılır doğa gibi, kirpilere, salyangozlara, belki farelere yol geçiren tatlı bahçeciktir o .

Salıncağı sorarsanız, kimi zaman gelinciğe, kimi zaman kediciğe, kimi zaman komşucuğa kucaktır.

Ilık ılık esen rüzgârda sallanırken, içerden gelen müzik sesleri ile huzur bulunan bir küçücük mekancıktır.

Kalamış’ta bir tatlı huzur bulmaya çalışanları bazen dinlemektir huzur.

Acıları unutmaya çalışmak, hayatın güzelliklerini kucaklamaktır.

Komşunun tavuğunu kaz görenlere kızmamaktır belki,

Çünkü kaz kadar kıymetlidir tavuk.

Koca kalpli yüreklerin, minicik huzurlu, kıskanılası bahçesi.

Nice sofralara, ağız tadı ile…

Güneş Banu KOCATEPE

2024 Eylül…