Bazı Kucaklaşmalar veda gibi…
İçimde fırtınalar kopuyor, şimşekler çakıyor, gök gürlüyor
ama yağmıyor yağamıyor bir türlü.
Sadece dün yaşadıklarım sanki bir nebze azalttı fırtınayı,
daha ılık esintilere meltemlere bıraktı.
Saçlarımda ruhum gibi kupkuru sert ve kırılgan :( oturuyorum
yanında sessizce,
bir faydası olmasını umarak, sırtını ovalıyorum kaşıyorum
ohhh yaşa diyor, birden elini çocukluğumdaki gibi saçlarıma götürüyor seviyor,
benim güzel kızım diyor, kendi de şaşırıyor, yıllar olmuş, ne kadar sert saçların diyor
gözünde ve gözümde minik yaşlar var.
Bilmiyor yılların üzerimdeki ve saçlarımdaki etkisini…
Kalbim bir anda renkli pırıltılı kelebekler gibi kanat
çırpıyor, 5 yaşında kırmızı etekli şımarık kız gibi çarpıyor…
Bu satırları yazarken ayın Aralık ve günün 1. Gün olduğunu
fark ediyorum.
Bir anda 2008 yılının ‘’1 Aralık ‘’ gününe gidiyorum.
Buz gibi bir Ankara sabahına uçuyorum o gün, anneciğim
amansız hastalığın peşinde, uzaktayım aklım onda, vedalar yakın belli el kol
bağlı, bir telefon geliyor, annen bugün çok iyi merak etme diyor Asuman abla,
Sevdiğiniz birinden çok sevdiği bir ziyaret ve gelirken de
leziz bir zeytin yağlı kereviz geldi hepsini yedi annen diyor, içimde gene o
kelebekler…
Ve 1 Aralık 2025 Vedaların yakın olduğunu bilmek bir kez
daha içimi acıtıyor.
Güneş Banu
1.12.25 ☹



Yorumlar
Yorum Gönder