YENİ YIL VE MAYA TAKVİMİ
İşte geliyor yine, yeni, yeniden güzel bir yıl. İçimiz umut dolu. Her sene yaptığımız gibi hedefleri , planları belirledik.
Dileyelim ki bu planları ve hedefleri gerçekleştirmeye çalışacak, sağlığımız yerinde olsun. Varsın tutmasın hedefler. Bizi biz yapan çabalarımız bu tatlı telaşlarımız değil midir? Umut dolu olmak , hayata sıkı sıkı sarılmak değil midir?
Geçen seneki hedeflerime baktığımda aslında bir çoğunu gerçekleştirebilmişim, dilerim bu senede güzellikler getirsin hepimize. Umudumuzu kaybetmeyelim.
Bir maya takvimidir tutturmuş gidiyor herkes. Bir tarafta Nasa’nın açıklamaları, bir tarafta gazete yazıları, diğer bir tarafta Niburu Marduk diye adlandırılan gezegen tartışmaları, ha çarpıştılar ha çarpışacaklar, kehanetler, astrologlar derken hepimizi bir telaş aldı gidiyor. Bilimsel izahı olsa da, ben pozitif bakmaya çalışıyorum. Eğer bir yenilenme ve yapılanma süreciyse bu dünya ve insanlık için, hepimiz için öyle olacaktır. Düşünsenize uzmanların ya da bu konuda uzman geçinenlerin söylediklerini ciddiye aldığınızı…
Ben şahsen böyle bir olayın olacağına inansa idim , şu sayılı günlerde neler neler yapmazdım. Doğrusu hiç bir şeyi yaşamamış olmak istemem. Keşke öleceğimiz günüde bilseydik. Şimdi şöyle hayal ediyorum da gerçekten ne yapardım acaba? Hadi düşünelim 21 Aralık son günümüz mesela…
Düşünürken telaş aldı beni. Ne kadar az vaktimiz var. Oysa ne çok yapacak iş var. İş derken maddi kazanç sağladığımız, her gün gitmek zorunda olduğumuz işten bahsetmiyorum. Gerçek işlerden, dünyevi işlerden bahsediyorum.
Sevdiklerim olduğu kadar, sevmediklerim de var tabii bu alemde. Sizin yok mu sanki, okurken kıs kıs güldüğünüzü hissediyorum. İçimden geçenler, çoğu zaman kızdığım halde dile getiremediklerim. Çocuklar gibi özgür olabilseydik keşke, ne düşünüyorsak söyleyebilseydik, yalansız riyasız.
İş yerinde mesela haksız olduğunu yanlış olduğunu bildiğiniz halde sırf hiyerarşik düzen var diye susmuyor musunuz? Söyleseniz ya içinizden geçenleri, canınız istiyorsa çaksanıza bir tane… Nasılsa maya takvimi denen bir olay var.
Keyfinizin olmadığı bir akşam, hiç konuşmadan boş boş oturmak isteseniz kimseyi görmek istemeseniz ve bunu ev halkına bildirseniz. İs-te-mi-yo-rum. Siz, keyfiniz ve kahyası… Sonuçta maya takvimi denen bir olay var kardeşim.21 Aralık zaten son gün, kendi kendimle işim var yahu…
Yalancılara, yalancısın sen desek, palavracılara, amma salladın diyebilsek. Dalkavuklara, yalakalara söylesek. Sen busun işte arkadaş.
Ya sevdiklerimiz, bir daha göremeyecek olmak onları. İşte bu kısım gerçekten çok zor. Onlar için hissettiğimiz her şeyi söylesek. Duygularımızı gizlemeden. Aslında her zaman yapmamız gereken bu değil midir?
Oğlum Baybars’ ı düşündüm hemen. 1996 yılında hayatımıza kattığı rengi, bir anda dünyamızın merkezi olduğunu, onsuz yaşayamayacağımızı düşündüm. Fakat hissediyor mu bu coşkulu karşılıksız, katıksız sevgimizi, söylüyor muyuz ? Hayır.
Bir telaştır gidiyor. İyi notlar almalı, temiz olmalı, cevap vermemeli, erken gelmeli, vaktinde kalkmalı, ders çalışmalı… Oysa en önemlisi onu deliler gibi seviyoruz. Ne olursa olsun,ne yaparsa yapsın.Doğru ya da yanlış.Sanırım ilk işim ona olan bu duygularımı açık seçik ifade etmek olacak.En çok bilmeye hakkı olan kişi ne de olsa. Seni seviyorum Baybars, iyiki varsın hayatımızda. Ne yaparsan yap, ister oku, ister okuma, hırlı ol, hırsız ol , ne olursan ol,seni seviyorum. İstediğin zaman istediğin mesafede hep buradayım. Yeter ki mutlu ol, hayatta ol, sağlıklı ol. Gerisi fasarya. Bunları kesinlikle söyleyeceğim. Söylemeliyim. Biraz dramatik oldu. Çocuğumu bir anda hırsız bile yaptım.
Tüm sevdiklerime, eşime, babama, kardeşime, arkadaşlarıma, sizi seviyorum diyeceğim dolu dolu. Zaman zaman üzsem de sizi özünde iyi bir insanım (sanırım anlaşılmadığımı düşünüyorum) kendimce nedenlerim var. Bir nevi günah çıkartacağım maya takviminin sayesinde.
Maya takvimi olsun olmasın, yazarken fark ettim ki çok şükür ki sevmediklerimden çok sevdiklerim var. Sevmediklerimi unuttum gitti.Yolları açık olsun. Farkındalıkları artsın umudu içerisindeyim.
Hayata güzel bakıyorum. Yeni yıl için hala umutlarım var. Çalışıyorum , çalışabiliyorum. Üretiyorum, üretebiliyorum. Sağlığım yerinde. Nefis bir eşim ve dünya tatlısı ailem ve arkadaşlarım var. Daha ne olsun.
Yeni yılda umutsuz kalmamak dileğiyle…
Mutlu yıllar olsun.
G.Banu KOCATEPE
7.12.2012
Dileyelim ki bu planları ve hedefleri gerçekleştirmeye çalışacak, sağlığımız yerinde olsun. Varsın tutmasın hedefler. Bizi biz yapan çabalarımız bu tatlı telaşlarımız değil midir? Umut dolu olmak , hayata sıkı sıkı sarılmak değil midir?
Geçen seneki hedeflerime baktığımda aslında bir çoğunu gerçekleştirebilmişim, dilerim bu senede güzellikler getirsin hepimize. Umudumuzu kaybetmeyelim.
Bir maya takvimidir tutturmuş gidiyor herkes. Bir tarafta Nasa’nın açıklamaları, bir tarafta gazete yazıları, diğer bir tarafta Niburu Marduk diye adlandırılan gezegen tartışmaları, ha çarpıştılar ha çarpışacaklar, kehanetler, astrologlar derken hepimizi bir telaş aldı gidiyor. Bilimsel izahı olsa da, ben pozitif bakmaya çalışıyorum. Eğer bir yenilenme ve yapılanma süreciyse bu dünya ve insanlık için, hepimiz için öyle olacaktır. Düşünsenize uzmanların ya da bu konuda uzman geçinenlerin söylediklerini ciddiye aldığınızı…
Ben şahsen böyle bir olayın olacağına inansa idim , şu sayılı günlerde neler neler yapmazdım. Doğrusu hiç bir şeyi yaşamamış olmak istemem. Keşke öleceğimiz günüde bilseydik. Şimdi şöyle hayal ediyorum da gerçekten ne yapardım acaba? Hadi düşünelim 21 Aralık son günümüz mesela…
Düşünürken telaş aldı beni. Ne kadar az vaktimiz var. Oysa ne çok yapacak iş var. İş derken maddi kazanç sağladığımız, her gün gitmek zorunda olduğumuz işten bahsetmiyorum. Gerçek işlerden, dünyevi işlerden bahsediyorum.
Sevdiklerim olduğu kadar, sevmediklerim de var tabii bu alemde. Sizin yok mu sanki, okurken kıs kıs güldüğünüzü hissediyorum. İçimden geçenler, çoğu zaman kızdığım halde dile getiremediklerim. Çocuklar gibi özgür olabilseydik keşke, ne düşünüyorsak söyleyebilseydik, yalansız riyasız.
İş yerinde mesela haksız olduğunu yanlış olduğunu bildiğiniz halde sırf hiyerarşik düzen var diye susmuyor musunuz? Söyleseniz ya içinizden geçenleri, canınız istiyorsa çaksanıza bir tane… Nasılsa maya takvimi denen bir olay var.
Keyfinizin olmadığı bir akşam, hiç konuşmadan boş boş oturmak isteseniz kimseyi görmek istemeseniz ve bunu ev halkına bildirseniz. İs-te-mi-yo-rum. Siz, keyfiniz ve kahyası… Sonuçta maya takvimi denen bir olay var kardeşim.21 Aralık zaten son gün, kendi kendimle işim var yahu…
Yalancılara, yalancısın sen desek, palavracılara, amma salladın diyebilsek. Dalkavuklara, yalakalara söylesek. Sen busun işte arkadaş.
Ya sevdiklerimiz, bir daha göremeyecek olmak onları. İşte bu kısım gerçekten çok zor. Onlar için hissettiğimiz her şeyi söylesek. Duygularımızı gizlemeden. Aslında her zaman yapmamız gereken bu değil midir?
Oğlum Baybars’ ı düşündüm hemen. 1996 yılında hayatımıza kattığı rengi, bir anda dünyamızın merkezi olduğunu, onsuz yaşayamayacağımızı düşündüm. Fakat hissediyor mu bu coşkulu karşılıksız, katıksız sevgimizi, söylüyor muyuz ? Hayır.
Bir telaştır gidiyor. İyi notlar almalı, temiz olmalı, cevap vermemeli, erken gelmeli, vaktinde kalkmalı, ders çalışmalı… Oysa en önemlisi onu deliler gibi seviyoruz. Ne olursa olsun,ne yaparsa yapsın.Doğru ya da yanlış.Sanırım ilk işim ona olan bu duygularımı açık seçik ifade etmek olacak.En çok bilmeye hakkı olan kişi ne de olsa. Seni seviyorum Baybars, iyiki varsın hayatımızda. Ne yaparsan yap, ister oku, ister okuma, hırlı ol, hırsız ol , ne olursan ol,seni seviyorum. İstediğin zaman istediğin mesafede hep buradayım. Yeter ki mutlu ol, hayatta ol, sağlıklı ol. Gerisi fasarya. Bunları kesinlikle söyleyeceğim. Söylemeliyim. Biraz dramatik oldu. Çocuğumu bir anda hırsız bile yaptım.
Tüm sevdiklerime, eşime, babama, kardeşime, arkadaşlarıma, sizi seviyorum diyeceğim dolu dolu. Zaman zaman üzsem de sizi özünde iyi bir insanım (sanırım anlaşılmadığımı düşünüyorum) kendimce nedenlerim var. Bir nevi günah çıkartacağım maya takviminin sayesinde.
Maya takvimi olsun olmasın, yazarken fark ettim ki çok şükür ki sevmediklerimden çok sevdiklerim var. Sevmediklerimi unuttum gitti.Yolları açık olsun. Farkındalıkları artsın umudu içerisindeyim.
Hayata güzel bakıyorum. Yeni yıl için hala umutlarım var. Çalışıyorum , çalışabiliyorum. Üretiyorum, üretebiliyorum. Sağlığım yerinde. Nefis bir eşim ve dünya tatlısı ailem ve arkadaşlarım var. Daha ne olsun.
Yeni yılda umutsuz kalmamak dileğiyle…
Mutlu yıllar olsun.
G.Banu KOCATEPE
7.12.2012
Yorumlar
Yorum Gönder