HASTAYA GÜLER YÜZ ! HEKİME SAYGI ...
Allah
muhtaç etmesin, vatana millete zeval vermesin, amaaaa.....
Diyerek
başlayalım.
Tarih
11 Eylül 2013 Kartal Koşuyolu Kalp Hastahanesindeyiz. Duvarlarda ‘’Hastaya
güler yüz, Hekime saygı’’ yazıyor her
yerde. Malum şiddet olaylarından.
Eşimin
kalp kontrollari yapılacak. Üstelikte bizimle ilgilenen bir beyefendi var. O
yüzden işlemlerimiz daha çabuk bitecek.Bu yola başvurmamızın sebebi, kendi
işlerimiz çok yoğun, girince bir günde çıkamayacağımızı, azarlanacağımızı
bilerek gidiyoruz saygın doktorlara.
Koşuyolu
Hastanesi bu konuda çok başarılı, haklarını yememek lazım.Çünkü doktorlar
donanımlı.
Gel
gelelim diğer olaylara, acı olsa da şunu belirtmekte fayda var. Biz insana özen
göstermedikçe yükselemeyiz. Eğitim şart. Çalışanların davranışları Levent
Kırcanın skeçleri ile bire bir örtüşüyor. Kraldan çok kralcılar dolu. Doktorlar
şeker gibi, fakat sekreterleri
kendilerini doktor sanıyor. Danışma memurları son derece suratsız, agresif
atarlı. Üstelikte hasta insanlara nasıl hitap edeceğinden de bihaber.
Yardımcı
olamsı için hostesler koymuşlar.Ortalıkta gezinen azarlanmış morali bozuk biri
gidince yanına önce kendileri azarlamak kaydı ile yardımcı oluyorlar.İzlemek
durumunda kaldığım 1-2 saat boyunca kahroldum.İçim parçalandı.
Efor
testi yapılan yerde nükleer tıpta var.Atam ve radyasyon alıp kimseyle iritbata
geçmemesi gereken kişiler ! işlemden ‘’öncesinde ve sonrasında’’ bitap düşmüş
şekilde yeniden insanların arasına karışıyorlar. Resepsiyondaki kızlar öncesinde
uyarı yapmadıkları için vebalı gibi davrandıkları bu insanları
azarlıyorlar, postalıyorlar.
Oysa
randevu ile çalıştıkları bu günlerde baştan bir anlatsalar. Diğer astıkları ‘’Hekime
saygı’’ gibi yazılardan buralara da assalar. Hepsi yaşını başını almış insanlar
sadece şu sırada hastalar, acıları var, dertleri var. Son derece basit işleri
yapmadıkları , önlem almadıkları gibi sürekli oflayıp puflayıp sistemden
şikayet ediyorlar.Hepimize düşen görevler olduğunun farkında değiller. Çıkan
hastaların arkasından gülmek mi istersin, yükses ses tonu ile aptal muamelesi
mi istersin bu çakma doktor sekreterlerinde hepsi var.
Hostes
hanımın yanına TİLT çekim yaptıracak biri geliyor. O ne be diyor hostes, git
danışmaya, sonrasında 10 dakika gülüyorlar.Diğerleri ile birlikte...
Labaratuvarın
önünde kanını alacakları tüpleri alabilmek için tüp kuyruğu oluşmuş. Şaka değil, tek kişi çalışıyor.Kuyruğun ucu
bucağı belirsiz.İnsanlar gergin.Arada hademe kılıklı agresif tipler çıkıp
hepsini azarlıyor. Gelde şiddeti destekleme şimdi.
Tüpümüzü
alıp çok şükür kan merkezine giriyoruz.Oturup sıvanmış kolumuz hazır, hemşire
kılıklı atarlı teyze,ben yoruldum diğer merkeze gidin diyor. Kalkıyoruz, kuzu
kuzu gidiyoruz söylenmeden içimizden derin nefesler alarak.
Hekime
saygı varda, hastaya güler yüz, yemezler. Yok yok yok.
Sonunda
şeker gibi olan kalp doktorumuza ulaştık, Doçent, başarılı, yorgun ama güler
yüzlü. Dinliyor, inceliyor, gerekeni yapıyor. Saat 8.00 de başladığımız maratonu
15.00 de bitiriyoruz. Kısa sürdüğü için şükrederek, yardım eden birini
okkalayarak.
Diğer
hastalar ne yaptı bilmiyorum.Hastalıklarına çare bulmuşlardır umarım.Sonrasında
bir de psikoloğa ihtiyaçları olacak.
Şiddet
yapanlara gelince o şiddet doktora değil be kardeşim, oraya gelene kadar bizi
çıldırtanlara.
Devlete
haksızlık etmemek lazım. Sonrasında özel bir hastahaneye benim cilt sorunum için
gidiyoruz.Telefon ile verdiğim mücadeleyi vermeye devam ediyorum. Sonunda
doktor bakacak, çok sevinçliyiz.Paramızla ! rezillik.
Öncesinde
kendimi paraladığım durumum acil dediğim halde, o zaman acile git diyen
hostesler burada da mevcut.Sadece azarın tonu değişik.
Eğitim
, uslup önemli. Özellikle sağlık sektöründeki ara elemanlar eğitilmeli, görün bakın şiddette bitecek o zaman.
Tahrik
unsurları kaldırılmalı, canı burnunda insanları kudurtmayın ne olur.
Sağlıkla...
G.Banu
KOCATEPE
Yorumlar
Yorum Gönder