MAKYAJIN SIRLARI
Makyaj yapmayan bir kadın olarak,
Makyaj sırları diye bir başlık yapacağımı hiç düşünmezdim.
Demek ki büyük konuşmayacaksın,
gerçi konuştuklarım tamamen gülmece üzerine.
Makyaj cilalı taş devrinden bu
yana var, Hatta Havva’dan beri. Havva bile eminim, elma kabuğunu dudaklarına sürtmek sureti ile
dudaklarını kıpkırmızı parlatmıştır.
İşin içinde kadın varsa, makyaj, süs
olmazsa olmaz.
Afrikalı hatunlara baksanıza, o
boyunlarına taktıklarına, meme uçlarına taktıklarına, yüzlerindeki boyaya, yaratıcılıkta
sınır tanımıyorlar.
Bende ise durum tam tersi, artık
özgüven mi dersin, üşengeçlik mi, titizlik mi, yorum size kalmış.
Makyajı sevmeyen, ‘’standart
kadın’’ dışında bir kadınım işte.
Resepsiyon, davet varsa mutlaka
yapsamda, o işi en sona bırakıp, söylene söylene işi tamamlayan hatunum.
Manikür-pedikür, kremlerin, parfümlerin, şampuanların, sabunların envai çeşidi sürekli tas tamamda, makyaj ıııııııı olmuyor
işte.
Üstelikte makyaj yapmayı seven
bir kadının , ilk kız çocuğuyum. Küçüklüğümde gözündeki farı silip, kendime
sürmüşlüğüm, rujlarla dudaklarımı Arap dudağı yapmışlığım, topuklularla dolanıp
kafa göz yarmışlığım var.
Neyse sadede gelelim, iş etiği ,
iş kuralları, iş yerinde davranış başlıklı bir yazı okurken, birde yalnış yolda
olduğumu gördüm. Yazıda iş kadınlarının mutlaka makyaj yapması gerektiği
vurgulanmış, tahmin edersiniz ki, yazı bir akademisyene ait değil, kokoş bir
kadına ait, neyseee...
Yazıdan alınacak bazı mesajlar
alındı, ve dedimki madem böyle bir beklenti var, temiz mis kokmanızın dışında,
topuklu ayakkabı giymeniz, ve makyaj yapmanızın gerekliği ile ilgili, hafta
sonu operasyona başladım. Önce Dünyanın parasını verip aldığım marka olan ama
tarihi muhtemelen geçmiş ne kadar ürün varsa, hepsini attım.
Sonra tabii ki, alış - verişi
seven J her kadın gibi makyaj
malzemesi alışverişine çıktım.
Gerilerde kalmışım malumunuz,
artık yok yok bildiğiniz üzere , o ipek kirpiklerin takıldığı, haftada bir
bakımlarının yapıldığı günümüzde piyasanın benim bıraktığım yerde kalacak hali
yoktu herhalde.
Güzellik uzmanının desteği ile
tüm gerekenleri yeniden aldım. Fondöten, pata- krem (adı bile saçma), pudra, allık,
eyeliner (bunu çekmeyi beceren tüm kadınların politikaya atılmasını
öneriyorum), rimel, allık, ruj, far vs. Tam hesabı ödemeye geldiğimde uzman,
-Hanımefendi kaş farı almadınız
dedi.
-Efendim anlayamadım kaş farı mı
dedim.Honkkk
Uzman hanımın gözleri faltaşı
gibi açıldı,
-Tabii kaş farı hanımefendi, kaş
farı olmadan olmaz.
Kalıcı kaş makyajından iyidir
diye düşündüm ve uzmanın denemek istemesine izin verdim.
Bu arada tüm ürünler
yüzümde zaten palyaçodan farkım yok, birde kaş farı sürelim ne olur yani, ve
sürdükk , aman yarabbimmm.
Sonuç Mustafa Keser. Başka tanım
yok.
Alışmışım, incecik kaşlara, her
ne kadar fettan bir ifade verse de, kaşım ince ben ne yapayım, hatun (buradaki hatun
kişi, güzellik uzmanı oluyor) onları bir boyadı,Allahhhhhh
Al mendili çık sahneye.
Aloooo ne koyuyum.
Artık ne koyarsan koy, aynadaki
halime saatlerce güldüm ya, gerisi hikaye.
Okuduğum yazıya mı güleyim,
kadına biçilmiş role mi, hatunlara mı, kokoşlara mı, neye güleyim bilemedim.
Sonuç , ben aynı ben, alışmayan
organda aksesuar durmuyor,
önemli bir davet varsa, makyaj
yaparız, yoksa üzgünüm.
Harcadığım paralarda motivasyon
olsun ne yapalım.
Sağlıklı, kendinizi güzel
hissedeceğiniz günlere.
Sevgiyle
G.Banu KOCATEPE
Aralık 2014
Kalemi kullanan aklınıza sağlık Banu Hanım. AKTUĞ
YanıtlaSilTeşekkürler hocam,biraz nükte olsun dedim :)) kadınların hepsi süslü değil.
YanıtlaSilAllahım yarabbim, gülmekten öldüm. Arkadaşım çok güzel bir yazı, ayrıca senin makyaj yapmana hiç gerek yok. Çünkü sende öyle bir güzellik varki Allahü Teala özene bezene yaratmış.İhtiyacın yok. Ama topuklu ayakkabıya gelince işte ben bu konuda bir sey demiyeceğim çünkü hastasıyım.. :)
YanıtlaSilBacım teşekküler, sende benim idolümsün biliyorsun değil mi?
YanıtlaSil