TOPRAK ANA
Hafta sonu yaptığımız küçük
Gazipaşa kaçamağı ertesi, işe döndüğümde aldığım yorumlar, dinlendiğim, yüzümün
huzurla donandığı, ve dinginleştiğim yönündeydi.
Nasıl dinlenmezsin, tamamen doğal
hayatın içinde koca bir gün geçirdim.
Nefis bir çiftlik, meyva bahçeleri
ile bezenmiş, içinde meyva haricinde, dağ keçileri, yaban ördekleri, güvercinler,
tavus kuşları, kangallar, kediler bir nevi hayvanat bahçesi gibi. Hepsi mutlu,
rahat rahat dolanıyorlar ortalarda.
Hani şu uzmanların modern
doktorların etini, sütünü, yumurtasını önerdikleri (keçi, tavuk vs) serbest dolaşan
hayvanlar.
Göz alabildiğince meyve, envai
çeşitte, özellikle muzlar ilgimi çekti. Muz ticareti yapmaları nedeni ile muz
hakkında çok bilgimiz oldu. Döllenerek çoğaldığı, meyve vermeden önce ,
yavrularken, ses çıkardığı, son derece hassas bir meyve olduğu, lekelenmemesi
için fazlaca özenildiği, hormonsuz ekolojik ürün olması için, ilaçlanmadığı,
ilaçlanamadığı için, transfer edilirken çabuk bozulması gibi.
Yerken nereden geldiğini bir
türlü düşünmediğimiz, güzel ülkemizin, güzel toprakların mücizevi ürünleri. Dehşete
düşmemek, hayranlık duymamak elde değil. Çiftçilere rast gelsin, kolay değil
işleri.
Tüm olağan meyvaların içinde, meyvenin
ağırlığından dallarını yere eğen Şadok meyvesi ile tanıştım.Tarım
ve ticarete son derece uygun, sağlığımıza milyonlarca faydası olan meyveyi
çoğumuz tanımıyoruz bile. Oysa batı taklitçiliğinden vazgeçip, garip ananas,
mango , kara buğday, kinoa gibi, ürünleri methetmek yerine, bu verimli
topraklarda yetişen şadok, diğer adları ile, ‘’kız memesi’’ yada ‘’ağaç kavunu’’
nu daha çok duyurup, satışının çoğalması sağlanabilir.
Üstelikte karaciğere dost,
bağışıklığı arttırıyor, bağırsak kurtlarını döküyor, enerji veriyor, son derece
lezzetli, greyfurt familyasından, bol c vitaminli bu meyvede daha neler neler, açın okuyu google amcamı.
Eğitimli toprak sahipleri ile sohbet
ederken, anlıyorsun bu işlerin ne kadar zor olduğunu. Örneğin hormon mevzusu,
meyvelere verilen hormonun yanında, buğdaya verilen hormonun çok daha fazla
olduğunu ve tehlike arz ettiğini.
Ne yazık ki okumuyoruz,
bilgilenmiyoruz, hayatımızın içinde olan, birlikte yaşamaya çalıştığımız,
vücudumuza soktuğumuz ürünlerin tohumlarını, nerede yetiştiğini, neye
yaradığını çoğumuz bilmiyoruz.
Her birimiz emekli olunca bağ
bahçe işleri yapacağımızdan bahsediyoruz, bizlerinki hayal ve hobinin ötesine
geçmesede, bu işler gerçekten zor ve çok emek istiyor, bu işle uğraşanları taktir
etmemek mümkün değil.
İşini hakkıyla yapan, sofralarımıza
doğru yollarla ulaştıran kişilere Allah selamet versin.
Herzamanki gibi, kurnazlara,
kazanç peşinde olup, halk sağlığı ile oynayanlarında bir an önce ipliği pazara
çıksın.
Toprak sahibinin anlattığı bir anekdot;
İstanbul gibi büyük metropollerde ki büyük mağaza zincirlerinden birine
gönderdiği ekolojik, ilaçsız , lekesi muzlar için, satın alma müdüründen gelen
cevap, ben bunları çok daha ucuza alabilirim, üstelikte ekolojik ürün gibi
satabilirim. !
Bu işlerin neden olduğu malum,
okumayan, araştırmayan bizler, üçkağıtçı, dolambaççı, işin hakkını veremeyen
bazı çiftçiler, piyasa, arz, talep, yalan haberler.
Biraz silkelenmenin vakti geldi de geçiyor.
Hal’lere gelene kadar artan
fiyatın haber yapıldığı kanallarda, farklı haber duymayı talep etmeliyiz. Ürünün
taşımacılığı kadar, ürünün kalitesinin öneminin farkına varmalıyız.
Bu ürünlerin üzerine nereden
geldiği, hakkında bilgi koymaları yönünde takipçi olmalıyız.
Hormonun, ilacın kontrollü
kullanıldığına dair, içimiz ferah olmalı, Tarım Bakanlığının kalite kontrol
yaptığına dair bir işaret olmalı.
Türk insanı zeki ve çalışkan ama,
maalesef çoğu zaman baştan savma afedersiniz sıçtım-kaçtım iş yapıyor. Adam
gibi iş yapmayı öğrenmeliyiz.
Hepimizin gayretiyle...
Güzel patatesin tohumunun hala
yurt dışından geldiğini, fast foodlar sayesinde Türkiyede kızartmalık olan patates
hakkında bir fikir oluştuğunu, haşlamalık, kızartmalık patatesin içeriğinin
potasyumunun, çinkosunun farklı olduğunu duymuş muydunuz? Peki ya, Nevşehir ve
Niğdenin patatesin pazarını oluşturduğunu
?
Biraz araştıma, biraz özen, hadi
kolay gele hepimize.
Buğday işini enine boyuna
incelemek üzere.
Sevgiyle, sağlıkla, kaliteli
yaşam ile...
G.Banu KOCATEPE
Aralık 2014-12-16
Yorumlar
Yorum Gönder