YIILIK İZİN HE Mİ?
Bütün sene hayalini kurduğun, fantezilerle
süslediğin izin günlerinde umduğunu yapamazsan yaşadıkların tam bir hayal
kırıklığı olur. Gitsinde sinirleri daha sağlam olsun diye zorla gönderdikleri
izin nasıl kabus olur gör.
Adam gibi olmayacaksa bu sene gitmem bir yere
arkadaş deyip hindi gibi gek gek genirdiğimden , iyi öyleyse otur evinde
diyenlere (tahmin edeceğiniz evin reisi burada atarlanmış oluyor.) uyuz olarak
oturuyorum evde. Gidersem en az beş yıldıza giderim arkadaş dedik, şimdi
oturuyoruz üç yıldızlı evde. Çok havalanmayacaksın kardeşim, yapacaksın
mütevazi bir tatil. Çadır falan değil tabii, kastettiğim. Üç yıldız nene
yetmiyor. : ( Şımarık şey.
Yok alışmış kudurmuştan beter olunca , çocukluktan
alışkanlık olunca burnu büyüklük değil ama belli bir standart olunca (ay havalara bak ) böyle
cazırdıyorsun. O zaman evde otur diyorlar. Efendim ikinci hafta evde
oturuyoruz.
Yıl içinde şunu da yaparım bunu da yaparım dediğin
hiçbir şey gerçekleşemiyor. Bir miskinlik sorma gitsin. Sabah kahvaltı
gazeteler, televizyon derken bir bakmışsın öğlen olmuş. Burnunu kıvırdığın Seda
Sayan programlarına üçüncü günden itibaren abone oluyorsun.
Eee hani yürüyüş yapmıyorsun diye hesap soranlara,
kardeşimm evde olsam her gün yürürüm didiydin. Sallamasyon. Seda Sayan
izleyeceğine kaldır işte totoyu, sana fırsat. Yok camış gibi yatacaksın. Öfleye
püfleye.
Çalışan kadınız ne de olsa öyle sabahtan akşama
kadar sil süpür modu da yok. Zor geliyor malum organa. Beklide ondan geniş J
Tam toz alsam vakit geçer derken aklıma Salı –Cuma
günü kadın geleceği geliyor, ona bırakmaya karar veriyorum. Ne de olsa
izindeyim. Evimin hizmetçisi değil kraliçesi oluyordum ya.
Arkadaş lazım sohbet desen herkes işinde,gücünde. Apartmandaki
komşuları sene içinde adam yerine koymadığından birinin kapısını çalsan,
döverler neme lazım diyerek, kahve partileri de ertelendi mi? Fal bakacak, iki
lakırdı, iki sözün belini kıracak adam yok.
En iyisi kitap okumak diyerek , kitaplar romantik,
aşk gırla gidiyor. Deee Senin yakışıklın işte L çalışıyor. Bekle ki akşam
gelsin. Sohbetin dibine vurun. Tabii adamcağız senin gibi ‘’Camış modunda’’ tüm
gün yatmadığından, bir o tarafa bir bu tarafa devrilmek suretiyle malum sohbet
edecek enerjisi daha az. Kumandayla seviyeli bir ilişki yaşamayı tercih ediyor.
Ada,moda,cadde,Mısır Çarşısı, Taksim,Maksim vs. ne kadar yer
varsa her güne bir gezi programı dahilinde onu da yaptım. Gene artan vakit
kalıyor. Facebook, twiter, takipçilere fenalık getirdim o kadar sıkılıyorum ki
her daim online’ ım. Kendimden sıkıldım. Üzgünüm bir iki gün idare edin ne olur , ne yapıyım çok sıkıcı.
Vallahi patlayacağım sıkıntıdan. Hani çağırsalar İşe
koşa koşa gidesim var.
Bacım
diyeydi,açaydı kollarını,gitme diyeydi… J
Sanırım dersimi aldım. Çok emin olmamakla birlikte!!! O da kahvaltıya bile okeyim. Üç yıldız dört yıldız Allah ne verdiyse, kalan iki
haftamız daha var. Eylülde evde oturan ne olsun.
Yoğun iş günlerinde şikayet edersem namerdim.
Çalışın anam hayal falan kurmayın, izin işte bu. Ona göre... Benim
gibilere.
Gidebilenlere selam olsun.
Gidemeyenlerde benim gibi evde oturanlar bir el
etsin sevabına, her daim kekim , böreğim , çayım hazır. Balkonum da püfür püfür,
eee kaynatacak mevzuda çok.
Bekliyorum.
Sevgi ile…
Yorumlar
Yorum Gönder