BONGIORNO :)) İTALYA...
BONGIORNO; Bayılıyorum yazı
bloglarında ‘’gezelim-görelim’’ köşesi yapanlara. Çünkü ayrı bir yeti lazım. Gezip görmek iyi de, bunu anlatmak zor.
Yazımızın sebebi ziyareti; geçen
haftaki İtalya turu. Ben öyle görgüsüzler gibi ballandıra ballandıra anlatmak
istemiyorum. Sadece çok keyifliydi bunu bilin yeter.Turumuz büyük İtalya turu
idi. Kuzeyinden girdik, güneyinden çıktık. (ROMA – VENEDİK – FLORANSA – TOSCANA
- SAN GİMİNİGONO-MONTEKATİNİ - TREVİSO – PADOVA – PALIO – SIENA - PİSA VS)
İmkanınız var ise atlayın gidin,
gezin, görün, Ülkemizde ki eksikleri , fazlaları bir daha düşünün. Bunları
düşünürken size neler düşüyor onuda düşünün. Elinizi taşın altına koymadan
ahkam kesmek yok, tamam mı?
Ben fazlasıyla Milliyetçi ve
bardağın dolu tarafının gören bir hatun
olarak nedense hep kendimizin fazlalarını gördüm. Objektif olamadığımı düşünenler
için bir kaç anektot paylaşmak isterim. Sonuçta onların artı olduğu konularda
gene hep eğitim ön plana çıkıyor. Bizler o işi halledersek, inanın, gıpta
edilen sevilen taktir gören bizler oluruz.
Özetle; benim penceremden İtalya,
gerçekten doğasıyla, tarımıyla, sanata yaklaşımıyla, estetiğe verdiği önemle Dünyanın birinci sıralarına
çıkmayı hak etmiş. Avrupa Birliği üyesi olduğundan, batı gibi hijyeni çözmüş,
sokaklar temiz (büyük şehirler hariç),
ita amirleri, kolluk kuvvetleri bilgili ve güler yüzlü, kendi diline
sahip çıkmış şöyle ki gerekmedikçe başka dil ile konuşmayı tercih etmiyor,
kasabalarında siesta mantığı hala var ama bu sürekli kebap yapıyorlar,
çalışmıyorlar anlamına gelmesin hepsi sekiz saat çalışıyorlar sadece arada
kendilerine es veriyorlar.
Kitap evleri sabah kadar açık, ancak
bize sürekli öğretilen gözümüze sokulan metrolarda bile okuyan insana sekiz gün
boyunca rastlamadım. Sanırım bu manzarayı görmek için Kanada – Norveç taraflarına
gitmek gerekecek.
Mutfakları Dünya mutfağı
listelerinde baş sıralarında olsa da ben Türk mutfağını gelip görsünler
diyerek, mutfaklarınında hakkını vereceğim.Gonoççi diye patatesli unlu bir
pastaları, hamur işleri var, gelip Sivasın Hengelini yesinler bence.
Toplu taşıt araçlarının bizden
farkı yok, memleketimiz de bu aşamalara gelmiş çok şükür.
At sporunun ata sporu olmasından
dolayı, fayton kültürünü devam ettiriyorlar, tek fark, atlar bakımlı, sağlıklı,
kullanıcıları bayan. !!!
Engelli vatandaşa hizmet büyük,
öyle ki Floransada kör vatandaşlar için şehir körler alfabesi ile maket haline
getirilmiş. Yollar, rampalar engelliler için dizayn edilmiş.
Hayvansever çok, iki kişiden
birinde köpek var, köpekçikler eğitimli, dışkıları sahipleri tarafından
toplanıyor, sokaklarda başka hayvan yok.
İlginç değil mi? Pet-shoplarında bizim gibi zavallı kediler köpekler kafeslerde
durmuyor, sadece hayvanlara uygun aksesuarlar satılıyor. Bu açıdan taktirimi kazandılar.
Hayatı piano piano dedikleri gibi
yavaş, slowly ya
şıyorlar. Kendilerini bizim gibi paralamıyorlar.Yemekleri,
yürüyüşleri, konuşmaları sakin. Ne mutlu
onlara...
Bunlara aklıma gelenler, gelelim sekiz boyunca ülkemi özlediğim helal
olsun bize dediğim konulara. Katılırmısınız katılmazmısınız bilmem ama ben
söyleyeceğim.
·
Kahvaltı kültürleri berbat, bir kruvasanla güne
başlıyorlar, zeytin memleketi olmalarına rağmen zeytin yemiyorlar. Oteller dört-beş
yıldızlı olduğu halde, yenilen kahvaltı menüsü, incecik kaşar peyniri(arkası
görünen cinsten), tereyağ, reçeller,domuz jambonu, kruvasan ve sallama çay. Eeeee
demeyin oldumu bize şimdi bu. Nerede yeşil zeytin, siyah zeytin, hadi tarımın
süper, nerede tam tahıllı ekmeklerin, nerede domates salatalığın, hayvancılığın
tavan yaptı ise, yumurta nerede? Çay zaten ayrı dert, gelir gelmez biz
Türklerin yaptığı ilk şey demleme çaydır diye düşünüyorum. İşte artımız , varan
bir...
·
Hayat çok pahalı orada, bizim ülkemiz gerçekten
bolluğuyla bereketiyle hem ucuz hem kaliteli.Adamların hayata bakışı farklı
olduğundan yeme kültürleri de değişik, tek bir dilim pizza ile ya da pasta,
makarna ile öğün geçirebiliyorlar. Eğer güzel bir yerde oturarak yemeyi tercih
ederseniz bir tabak makranaya, pastaya en az 60 Euro bayılırsınız. Üstelikte
bizde ki gibi, siz istemeden salata, garnitür,
su, cart curt gelmez. Birde ilave bunları isterseniz eller cebe, varan iki...
·
Güler yüz, özellikle de turistlere bizdeki gibi
candan tavır, eda beklerseniz, avucunuzu yalarsınız. Bir arkadaşımız fazla
kuruvasan aldı diye fırça yedi, kıytırık otel çalışanından. Gözünü seveyim memleket
insanımın, hepsine kucak açıyoruz, üstelikte parasını yurdunda ödeyip, gelip
bizim beş yıldızlılarda krallar gibi yaşadığında bile safça, turist geldi diye
sevinecek kadar safız. Hepsine iyi davranıyoruz, onların dilini konuşacağız
diye kurslara gidiyoruz, kendimizi paralıyoruz. Pazarlık yapsalar dahi
anlayışla karşılıyoruz.Yap bakalım İtalyan yakışıklısına, bu bize kaça olur de,
Cem Yılmaz gibi, kovalamasa da beş karış suratla dediğine diyeceğine pişman
ederler seni. No correctly, no correctly, varan üç....
·
Giyim konusunda , Pazarları hem iğrenç, hem
kalitesiz, çapula çupula dünyanın parasını istiyorlar.Gelsinde memleketimin
pazarının kalitesini görsün.Bizim paralarda onalrın Versacesini bulmassam
namerdim. J)) Varan dört...
·
Dilencimiz bile kaliteli, gülmeyin vallahi, ipini
koparan dileniyor. Memleketimdekiler yok anam yok dediğinde böyle bunlar gibi
yapışmıyorda, varan beş...
·
Hırsızlık diz boyu, hemde aleni, sarıp sarmalanıp
çıkmasann , donuna kadar alıyorlar farkına varmıyorsun, gözünüs eviyim Türk
hırsızının, seviyeli J)), varan
altı...
·
Venedikte pis sularda gezip hava atacağımıza,
gelin adalara modalara, vapolettaları, bizim takalar gibi. Gözünü seviyim,
yatımın, gemimin, varan yedi...
Bunlar ilk etapta aklıma
gelenler,
Nefis bir tur rehberi ile (teşekkürler
İlhami Güngör, derya gibi engin bilginle aydınlattın bizleri), yaptığım güzel
bir seyahatti, sizlerle paylaşmak istedim.
Gezmek görmek güzel, ama ne olur
bizim memleketimizi de küçümsemeyelim, biraz kıymet bilelim.
At sporu bizimde ata sporumuz, layıkıyle
yapalım, binalarımız neden öyle olmasın, müzeler, ibadet yerleri neden onlar
gibi olmasın değil mi? Deniz Ticareti neden artmasın?Neyse...
Çok okuyan mı, çok gezen mi diyenlere, ikiside şart diyerek,
Sevgiyle...
G.Banu KOCATEPE
Nisan 2014
Yorumlar
Yorum Gönder