CENAZE İŞLERİ :(
Güne,
ölümle, cenaze ile başlamak istemezdim ama; ÖLÜM hayatın gerçeği, hem de tam
ortasında, ne zaman geleceği belirsiz, küt diye, lönk diye, şaşırtan, üzen,
yıkan, vs…
Her ne
kadar yazının karakteri ‘’comic sans’’ olsa da, hiç te komik olmayan.
Dün bir
cenaze evine gitmem gerekti, çok sevdiğim bir aile dostumuzu, büyüğümüzü
kaybettik, yardımsever, mert, fedakar, misapirperver, hükümet gibi bir kadın.
Her
Dünyalı gibi ne şekilde gideceğim derdine düştüm.
·
Cenaze evine ne gider?
·
İş çıkışı gideceğim üstüm başım uygun mu?
·
Sözün bittiği yerlerde, bir şeyler söylemek
gerekir, ne söyleyeceğim?
Ben kişi
olarak, doğum günleri gibi, ölüm günlerine de önem veren biri olarak, üstüme
düşeni yapmak isterim her zaman.
Bana
göre, bir çoğunuz gibi, bu bir vedadır, bu bir vefadır.
Avrupalı
gibi, siyahlar giyinip koca koca gözlüklerle gitmesek te, düzgün temiz kıyafetle gitmek, kutlama
pastası yerine cenaze evinin işine yaracağı bir yiyecek götürmek, ve üzgün
haline bir nebze ile destek vermek gelenek ve göreneklerimizde var.
Yıllar
geçtikte çok deneyimlensek te, öğrensek te, bazen insan ne yapacağını şaşırıyor.
Sen ne
kadar hassas davransan da, farklı kültürden gelen bir sürü taziyecinin
tavırları seni şaşırtabiliyor.
Bir
tarafta acısını gerçekten yaşayan, bir tarafta acıyı yaşayana destek olmak için
gelen ve kendi Dünyasını yaşayan.
Bir
tarafta göçenin dramı, diğer tarafta farklı bir sohbet…
Oysa, ölüm
gerçeğini ve insana dair her duyguyu kabullenip, saygıyla gereğini yapmak
yeterli.
Bir gün
bizde göçtüğümüzde, arkamızda kalanlar gibi…
Nur
içinde yatsın Nadikom, yaşasaydı birlikte konuşurduk bunları.
Koca Türk
Bayrağını astığı camın önü artık boş.
Yıllarımı
geçirdiğim apartmanıma gidememe sebebim bir kez daha arttı.
Çocukluğum,
gençliğim, balkondan paylaştığımız turşular, kardeşimin hatıralarındaki
patatesli yumurta, su böreği, gelini, ojeleri, fincanları, el işleri,
yardımları, bitmeyen merakı ve soruları, bir devir daha kapandı.
Işıklarda
uyu.
G.Banu KOCATEPE
Kasım 15
Yorumlar
Yorum Gönder