BAYRAM , BEN, KEYFİM VE KAHYASI


Sevmediğim bir bayramın tam içindeyim.Kurban Bayramı L  Vegeteryan olamama  ramak kala, izlediğim haberler ve her türlü önleme rağmen mahallede ki acı çığlıklar beni sonsuza kadar vegeteryan yaptı bile.

 
İslam aleminin çokta umurundaydı senin vegeteryan olman diyenlere, bende çokta fifi diyorum. Ben sadece kendimden sorumluyum. Siz rahatınıza bakın, kesin, biçin, yüzün, yiyin, ama ben görmeyeyim ne olur .

 
Acı çekmediklerini düşünmek,  insani ölçülerde kesildiklerini düşünmek istiyorum. Detaylarda boğulacak gibiyim. Tek umudum ehil ellerde olmalarını dilemek.

 
İlk günkü haberlere bakacak olursak, 3850 acemi çaylak hayvancıkların yerine kendilerini kesmiş, Adananın göbeğinde bir ‘’öküz’’ hayvancağız sekizinci katta balkonda keserken haber olmuş, kestiği değil kendisi öküz, bu ülkede öyle insanlar var ki, gel de hayvanlara acıma. Kamyondan düşürenler, derede yüzdürenler, kapıyı gösterip tekme tokat kapıya yönlendirenler, en güzel dana yarışması düzenleyenler, hepiniz beter olun. Azıcık insan olun. Unutmayın ki, dini vecibelerinizi yaparken hissettirmeden yapacaksınız. Zira stresi de tüm etine geçer hayvancığın. Azıcık okuyun, gelişin, öğrenin öyle girişin. Olmuyorsa, gösterilen mecraya götürün, hayvancağızı da daha fazla üzmeden yapın yapacaklarınızı. Vecibelerinizi tabiî ki yapın, ama teknolojiden, yeniliklerden yararlanarak. Malumunuz yıl 2013…

 
Tüm bu duygu karmaşası içinde , yoğun iş günlerinin de stresini atmak için, evdeyim.  Ben, keyfim ve kahyası.

 
Pozitif düşünmeye çalışarak, Kitaplarım, battaniyem, kedim, çayım keyfime diyecek yok. Hayatın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Paris’te olsam bu kadar keyifli olmazdım.
 

Yorulmuşum, tek başıma kalmaya ihtiyacım varmış. İstersem TV izliyorum,  istersem uyuyorum. Telefonuma istersem bakıyorum. Sıkılmışım, usanmışım farkında değilmişim.

 
‘’Az eşya, az insan ‘’ benim sloganım olalı beri ki bu,  kırklı  yaşlarına tekabül etse de, geç olsunda güç olmasın,  diyerek tadını çıkarıyorum.

 
Yalnızlık Allaha mahsus diyenlerde olacaktır. Ama;


eğer kafan çok dolu ise, kafası kesik tavuk misali her işe yetişmeye çalışıyorsan, insan mühendisliği yapacağım diye kendinden ödün veriyorsan, arada böyle bir-iki gün yalnız kalmak kadar keyifli bir olay yok.

Dağa çıkanlara şaşırmamak gerek.

 
Şımartın kendinizi zaman zaman, haberlerin olmadığı, telefon ve televizyonun olmadığı, sadece kendinizin olduğu sessiz ve dingin bir Dünya yaratın.

İçine sadece kendi sevdiğiniz şeyleri koyun. Bir tutam sessizlik, bir tutam hayal, bir tutam neşe, bolca da sağlık olsun.

Ben bu iki günde nefis bir Türkiye hayal ettim, kurbanlık hayvanların acı çekilmeden kesilip, ihtiyacı olanlara dağıtıldığı, akraba ve dost ziyaretlerinin olduğu, küslerin barıştığı, ayakkabısızların ayakkabısının olduğu, reklamlardaki gibi bir Türkiye hayal ettim. İçine sevdiklerimi de katarak, bu ülkede yaşadığımıza gene de şükrederek, J) yalnızlığımın içine hepsinden birer tutam attım.

Nice insani değerlerde bayramlar olsun.
 

Sevgiyle…

 

G.Banu KOCATEPE

16.10.2013

 

Yorumlar

  1. İslam alemi avukatlarının sizin et yemeyi kabullenemeyişinize, pöfürderken, sizin onları fifilemeyişiniz bir bayram anlayışının çok dışında gibi mi olmuş? Tabii, İslam aleminden çok, İslam alemci bir durum oluyor bu. Gerçi, sonunu hayaldeki Türkiye kısmında açıklamışsınız da bir hoşgörülü Türkiye'yi eksik bırakmışsınız. Bu ülkeye bir tutam hoşgörü lazım, ki karşılıklı bu fifilememe durumu sürekli cereyan etmesinler. hoşgörünün yanında en iyi gidense; bana dokunmayan yılan bin yaşamasıncılık'tır. çok tezat mı duruyor? bilmem, belki... hani bu birazda şey gibi... hani, gülen bir insana gösterilen tepkiyle, ağlayan bir insana gösterilen tepki gibi. mesela gülmenin faydaları saymakla bitmez denir, çok proteinli bir davranıştır gülmek. ama yalnız başına gülen bir insan görsek, "Ne gülüyon olm? Açıkta bir şey mi var la, ne gülüyon?" demekten kendimizi alamayabiliriz. ağzına yanımızda bulundurduğumuz kürekle muntazam şekilde vurabiliriz bile. ama yalnız ağlayan bir insan gördüğümüzde bütün şaklabanlığımızla onu odak noktası yapar ve onu önemli biri gibi hissettirmeye çalışırız. ya! yazı için teşekkürler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşi gücü hava durumuna göre ayarlayan insaoğlu , soğukta sıcak isteyen insanoğluna hoşgörü şart misafir tepsisi teşekkürler...

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar