HAYATIN ÖZNESİ OLMAK !



Hayatın anlamı herkes için farklı olsa da, cümlenin kurulumu gibidir çoğu zaman.

Özne, yüklem, dolaylı dolaysız tümleç, nesne barındırır bünyesinde.

Çoğu zaman kendimizin ‘’özne’’ olduğunu düşünsenizde, eylemleri yaptıran hep o acımasız yüklemdir.

Sever, sevdirir, kızar, kızdırır, neler yaptırır neler, 

Siz ben ‘’özneyim’’ deyin durun.

Başına buyruk,dediğim dedik yüklem.

Son noktayı koyan yüklem.

Birde dolaylı dolaysız tümleçler vardır ki, işte en tehlikeliler onlar, kimisin de gizli, kimisin de açık şekilde tavır sergiler, mış gibi yapar,mış ile miş ile yürütür teknesini, yağmur nereye tarla oraya misali.

Sinsidir çoğu zaman.

Dolaylı yada dolaysız maskesi altında türlü işler karıştırır.

Bunu okurken aklınıza gelen kişiler oldu değil mi? 

Kiminde iş yerinizdeki rakibiniz, yakın arkadaş, kiminde aile büyüğü, kiminde kayınvalide, kiminde şu meşhur çay kaşığı hikayesi olmuş görümce.

Ya nesneler, nesnelere ne demeli, hani kaldırsanız cümleden bir şey değiştirmeyecek gibi olanlar, gene de durmalarında luzumsuz kalabalık yaratmalarında fayda var bazen.

Zincirin halkaları gibi, zincir tamamlamaya yarayasılar.

Boşverin hayat dolaylı dolaysız tümleçler ile, kendini özne sanan gizli özneler ile, ve hayatın tam göbeğindeki bizi biz yapan yüklemler ile , hatta nesneler ile güzel.

Hayat paylaşınca  ve tam takım olunca güzel.

Siz yeterki doğru ve düzgün cümle kurun.

Özneniz , yükleminiz,  tümleçiniz doğru yerde olsun.

Doğru yerde olsun ki, devrik olmayan bir cümleniz olsun.

Bakın şimdi cümleniz ne kadar anlamlı olacak.


G.Banu KOCATEPE
Nisan 2013




Yorumlar

Popüler Yayınlar