KISIRLAŞTIRMA OPERASYONU ERTESİ
Kızım Lokum dün bildiğiniz üzere
kısırlaştırma operasyonu geçirdi.
Dün merak edenlere özellikle kedi
sahiplerine hele hele bu operasyonu yapmadılarsa , bilgi vereceğimi
söylemiştim.
Öncelikle dostlara çok
teşekkürler, hassasiyetimi bilen, hayvansever, duyarlı arkadaşlarım aradı, sordu, rahatlattı, hele
bir Ayşegülüm varki, blog sayesinde abla kardeş gibi olduk, inanın dün üç -dört
kere mailleştik.
İyi ki bu yazı bloguna başlamışım
dediğim günlerden biriydi gene. Herkese sonsuz teşekkürler.
Lokum dün sabah onda ameliyat
oldu, akşam saat altıda eve geldi. Orada kalmasının uygun olmayacağını düşündü
veteriner. Heyecanla gelmesini bekledim, dedesi, sarmış sarmalamış, kutusu ile getirdi.
Son derece heyecanlı idim, çünkü dünde belirttiğim gibi, bu duygularla mücadele
etmek beni yordu. Yavaşça sevdiği oturma odasına götürdük. Kutunun kapağını
açıp, ürkütmeden bekledik, hala uyuyordu ve hiç olmadığı kadar sakindi, yani
bitkin. L Bir on dakika kadar sonra
kutusundan dışarı çıkıp yürümeye çalıştı, narkozun etkisi geç geçtiğinden tıpkı
büyük insan gibi, önce sola sonra sağa yalpaladı ve düştü. Kahroldum üzüntüden.
Fakat o kadar mücadelecidir ki benim kızım, yılmadan düz yürüyene kadar denedi,
ve kaloriferin oraya gitti, sanırım üşüyordu. Sonra onu biraz sevip rahat
bırakmayı tercih ettim. Işıkların tamamını açtık, herhangi bir kazaya neden
olmamak için, göbeğinin sol tarafında minik bir dikiş vardı ve mavi dezenfektan
sürülmüştü, belli belirsiz.
Sürekli kendime onun iyiliği için
yaptığımı söyleyerek rahatlatmaya çalışıyorum, şuncacık hayvan, alıyorsun kendi
zevkin için eve kapıyorsun, sonra tutup çiftleşmesine müdahale ediyorsun,
Hala kızgınım kendime, gerçi
bildiğim veterinerlerinde söylediği bazı doğrular var, çok rahat edecek hem
kendi hem komşular (bu komşu kısmını ayrıca ele alacağım), ömrü uzayacak,
hırçınlığı kalmayacak, kanser olmayacak vs,
Umarım haklılardır.
Serviste bir hayvanı bol olan (1
KÖPEK,3 KEDİ ) hayvansever büyüğümüz sakın üzülme benim eşim sokakata ki kız
kedileri sürekli kısırlaştırıyor dedi, ama orada bile ayrım olması beni çileden
çıkardı, herkesin hayvanseverliği ayrı,tartışılır, o kadar sağlıklı ise, erkek
kedileride kısırlaştırsınlar, ne de olsa onların operasyonu daha kolay. Bunu
veterinerler söylüyor.Sonuçta beni rahatlatmak için söylediler ama...
Neyse efendim, kusma falan
olmadı, gece saat bir buçuk gibi gidip baktığımda, salona geçmiş, yerde başı
önüne yatıyordu, yanına yattım, sevdim konuştum, anlattım ve yerime yattım. Aman
Allahım beş dakika sonra yatağımızın yanına geldi ve selendi, alın beni diye. Sevinçten
ölecektim. Canını acıtmadan aldık, sevdik, bir beş dakika sonra daha büyük şok
yaşattı kucağımıza gelmek istedi, kedi dersin, hayvan dersin, o minnacık
ruhunda neler oldu bilemem, aldım kucağıma, birlikte hiç kıpırdamadan uyumaya
çalıştık,eşim incinmesin diye bir kenarda ben daha kenarda, elim başının
üstünde, bugün antibiyotik iğneleri var. Dedesi (nam-ı diğer babam) götürecek bugünüde
atlatırsak herşey çok güzel olacak.
Dün haberlerdeki insan ziyanlığı
bebeklerini bırakan karı kocayı düşündükçe dua ediyorum, şükrediyorum ve onları
Allaha havale ediyorum.
Bizler el kadar kedicikler, kuşlar,
köpekler , tüm hayvanlar, canlılar için
bu duyguları yaşarken, bebeği olmayanların verdikleri mücadeleleri bilirken bu
iki salağın ‘’kameralar sağolsun’’ bu soğukta o bebeği gece yarısı bir güvenlik
merkezine bırakmaları beni çileden çıkarıyor.
Ayşe bebeği izlemeyen varsa
izlesin. Dünden beri Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumunda, hayata bir sıfır
yenik başlayıp, hayatla mücadele etmeye başladı bile.
Allah nerede varsa yar ve
yardımcıları olsun.
Tüm canlıları seven bir toplum
dileğiyle...
Sevgiyle kalınız.
G.Banu KOCATEPE
Aralık 2013
Yorumlar
Yorum Gönder