MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI-1


Memleketimden insan manzaraları 1, yazı dizisi gibi oldu ama ne yapalım memleketin insanları renkli, neşeli, enteresan, candır can diyerek başlayalım.

Sabah  yirmi dakikada, eşimin güzel şoförlüğü ile bin bir kapris ile gittiğim Marmara Üniversitesi kampüsü seyahatim, dönüşte minibüs adı verilen toplu taşıt aracı ile bir buçuk saatte , donarak, korkarak, şaşırarak ve oldukça renkli geçti.

Bana da bunları yazıya dökmek düştü.

Sabahki şımarıklığım, lüksüm yanıma kar kaldı. Kaloriferi açar mısın aşkım üşüyorum, kısar mısın aşkım yanıyorum;  diyerek radyo kanal tercihlerimi sonuna kadar kullanarak başladığım yolculuk son derece ilginç bir son ile bitti.

Bir kere minibüs buz gibiydi, neyse ki yer buldum ve iliştim bir yere, şoförün hız limitinden bin bir zorluk ile paramı şoförlüğe uzatabildim.

Makam gibi olan bu meslekteki ağabeylerimize ayrı bir yazı dizisi gerek, aynadaki standart tespih ve yüksek volumlü müzik pek tabii ki bunda da vardı.

Sigara  dumanı da cabası, o soğukta pencereyi de açmış amcam, sefalı sefalı gitmekte, uyaracak bir babayiğit yok, yok,yok.

Neyse önümde şeker bir büyükanne var torunu ile, ananede olabilir, babane de,sevgi yumağılar,şapır şupur öpüşüyorlar,oğlan bıcır bıcır,müzik sesinden büyükannesi duysun diye daha da bağırıyor. Kadıncağız haza hanımefendi, incitmeden ikaz ediyor,

-‘’yavaş tatlım insanları rahatsız etmemeliyiz ‘’

falan gibi bir şeyler diyor. Sık sık uyarıyor.

Hem kendi saygılı,  hem toruna şimdiden öğretiyor,toplu taşıt kurallarını.

Derken saygının ve toplu taşıt kurallarını hiçe sayan bir bayan biniyor.Veeee yanıma oturuyor.

Allah’ım o nasıl bir sarımsak kokusu size anlatamam, tansiyon hastasıdır falan desem yok henüz genç, süs püs yerinde, rujumuzda var;  

gel gör ki, o koku, inanılır gibi değil.

Mantıyı yiyip çıkmış, kafamı çeviremiyorum bile.

Aslında böylesini ikaz edeceksin, belki tekrarlamaz. Çok şükür İdealtepe de indi de, o camı açan şoföre kızgınlığım da geçti, yoksa bayılmamak cabası.

Dua üstüne dua ettim Kadir İnanır kılıklı makam şoförü abime.

Ön yargılı olmamak lazım.

Derken iki kanka teyze bindi, pardesüler bile aynı renk, parayı sen verirsin ben verirsin diye itişirlerken bir anda Kadir ağabeyim frene haşttt diye  basınca, bu ikiz görünümlü kankalar yere yapıştı.

Biri bir yana diğeri diğer yana. El attı diğer sakinler, hatunlar allak bullak oturdular ama inene kadar ağızlarını bıçak açmadı.

Üstelikte ikisi de kendi paralarını verdi.

Allahım feryadımı artık duysan diyorummmmm, Ferdi ağabey ile devam ettiğimiz yolda, kaşı gözü oynayan, hiç hatun görmemiş bir ‘’camış’’ İdealtepe sarımsaklının indiği yere benim yamacıma bir oturdu kiii, sorma sanırsın akrabayız.

Bir göz Anyaya bakıyor,bir göz Konyaya, ama şaşı anlamında değil, minibüsteki tüm kadınları X-Ray cihazı gibi tarıyor maazallah.

Allahtan görüş alanında değilim, sadece temas alanındayım diye düşünürken, bir güzel ittiriverdim fel fecir ağabeyi.

Feleğini şaşırdı.

El mi yaman bey mi yaman gibilerinden benim vizyonu geniş koltuğa yapışmış mübarek totomla öyle bir ittim ki, temas falan kalmadı ortada.

Toparlandı tabi sümsük, sonra başladı kendi telefonundan artistik resimlerine bakmaya.

Megaloman,narsist ve de sapık,

bende gerçi yandakinin gazetesini okuyan, dikizleyen gazete almayan  hatun gibi oldum bu arada ama,

mesaj veriyor amcam, bak sen beni ittin ama bahçede ben, belediyede ben, hastanede ben, ben,ben, gibisinden.

Kaderin cilvesine yazıklar olsunnnn çalar iken evime geldim.

Şükrediyorum, şükredecek çok neden var çünkü.

Gene de kızmıyorum, Memleket renkli, dokusu çeşitli,

Ayrıca da gideceksin bu memleketten diyenlere acayip ‘’ayar’’ oluyorum.

Minibüsçü ağabeyimden geçti bu raconlu kelimeler.

Gitmeyin bir yere oturun memleketinizdeeee

Hasta etmeyin adamı, ağğnadınız mı?

 

G.Banu KOCATEPE

Nisan 2013-04-16

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar