KABAK TADI



Bazen rumuzdan anlamayan, ‘’Kabak Tadı’’ verenler var.

Gerçekten kabak tadı hikayesi gibi, herkes bilir aslında bu hikayeyi ama şöyle bir hatırlayacak olursak, Ramazan ayında İmam bir eve habersiz Tanrı Misafiri olarak konuk olur.


Ev sahibi hanım kabak yemeği yapmıştır. İmam’a özürlerini sunar. İmam da kadın üzülmesin diye,  kabak yemeğini çok sevdiğini ve kabağın faydalarını anlatıp kadıncağızı rahatlatır. Nihayetinde habersiz gelmiştir. Ramazan ayıdır.

O sırada evde misafir olan diğerleri tarafından haber yani İmamın kabak yemeğini çok sevdiği haberi,  tüm köye yayılır ve imamın gideceği evlerde ramazan ayı boyunca kabak yemeği pişer. İmam’a illallah gelmiştir, kabaktan.

Ramazan sonunda bir konuşması sırasında Ramazan ayını nasıl geçirdiğini soranlara, -Ramazan iyiydi de şu kabak fena oldu, kabak tadı verdi der. İmam.

Kabak yemeğine gelince malum bildiğimiz kabak, meyveleri bol lifli genelde detox da kullanılan bedeni temizleyen bir bitki. Resimde gördüğünüz kabak sarı kabaktır. Müdavimi, seveni var elbet ama tatsız tuzsuz bir sebze, ancak etini salçasını yağını fazla koyarsan bir şeye benzer, bazısı zeytin yağlısını da sever, kabak kalye diye ama, bol dereotlu, domatesli, pişirir de , gene de ikinci gün kimse yemek istemez.

O yüzden Kabak Tadı deyimleşmiş. 

Sıkmayacaksın insanları, rumuzdan anlayacaksın. Anlamak için , biraz beden dillerine bakacaksın, gözlem yapacaksın.

Çok mu konuşuyorsun, azıcık susacaksın. Fazla yüksek sesle mi konuşuyorsun, biraz sesini kısacaksın. Kokuyor musun? Yıkanacaksın. 

Bunlar sadece örnek. 

Bana ne kardeşim istediğim gibi davranıyorum diyorsan, kabak tadı verirsin haberin olsun.

Kabak severler bile bıkar ona göre.

Her yerde öyle kibar İmam yok, Ramazanın bitmesini beklemeden uyarırlar maazallah.

Kabak tadı vermeden sevgi ile…

G.Banu KOCATEPE
Şubat 2013-02-26

Yorumlar

Popüler Yayınlar