LOKUM
Sizin şimdi
başlığı görünce aklınıza nefis Türk Lokumları geldi değil mi? Fındıklı,
fıstıklı, güllü… Patenti biz Türklere ait, Osmanlı’dan bu yana, kimsenin
beceremediği lokum.
Fakat benim anlatmak istediğim bu lokum değil, benim sadık dostum, evimizdeki tatlı kedimiz
Lokum.
Kediler sizlerinde tahmin ettiği gibi bazen en
yakın arkadaşımız bazen de sizi çıldırtan yaramaz bir çocuk gibidir. Kedilerin
bazı huyları o kadar ilginçtir ki, ne anlatmak istediklerini çözmek gerçekten
zordur. Gerçi onlar en aptala,anlamaza
bile derdini anlatmakta ustadır.
Bizim lokumunda öyle çeşit çeşit enteresan huyları
var.
Tam bir kapalı kapı fenomeni Lokum, eğer odalardan
birinin kapısı kapalı ise eyvahlar olsun. Önce kapalı kapının ardında ağlamaya
başlar, olmadı ikna edemedi içerdeki şahısı, başlar tırmalamaya,yok gene mi
olmadı? Giderrr diğer odalarda ne varsa, aklınıza gelebilecek,gücü yetecek üst
mekanlarda masa gibi , tv sehpası gibi,üzerindeki her şeyi yere atar
(oje,kalem,krem,deodorant,gazete,kumanda v.) ses çıkarır ve çekmek istediği dikkati çeker.
Artık bu saatten sonra o şahısta illa ODANIN
kapısını açar, açmasa yuh yani…
Ufacık dört ayaklı tahmini 4-5 kg lık tüylü sevimli şey
sizi hizaya getirir.
Dolap içlerine bayılır bizim Lokum, siz girmesin
diye türlü cambazlıklar yaparsınız. İnadına oraya girer, orada uyur. Bizim
Lokumunda en sevdiği köşe evimizin babasının dolabıdır. Sabahları resmen kavga
eder babayla, anlamaz öyle otoriteden falan Lokum, köpekler gibi değildir
kediler asi, başına buyruk, şahsiyetli.
Rahatsız olduysa dolabın içine müdahaleden, basar
kalayı,mır mı mır mırrrrrrr,hatta birazda hırrrrrrr
Misafiri hiç sevmez, duyar kapı zilini yarışma
başlar Lokum da, koridorun sağ tarafından doğru istikamet Babanın dolabı…
Ta ki misafirler çıkana kadar, bazen 4 gün bile
sürebilir bu kaçış, öyle ki yatılı misafiri huzursuz eder,biz gidelim de
kedicağız çıksın derler.
Anlayacağınız benim kızım, tam bir prensestir.
Gerçek bir lokumdur, güzel, terbiyeli, uslu, oyunbaz, birazcık yabani olsa da
sadece yabancı addettiklerinedir bu havası, diğer ev halkına ise sıcacıktır.
Eve gelir gelmez kapıda karşılar her bir bireyi, sevgi
arsızıdır malum. Öyle hemen onu alıp sevmezseniz , kendini sevdirene kadar
peşinizde dolaşır.Derdi mama değildir,o anda tek derdi sevilmektir.
Hasta mı
oldunuz, anneniz gibi başınızda nöbet tutar,karnınız mideniz mi ağrıdı,yatar
ağrıyan yere ısıtır hasta olan bölgenizi,ruhunuz mu hasta ağladınız mı biraz, inanın
anlar,istediğiniz mesafeden size dert etme der gibi , güzel yeşil gözleri ile
bakar.Öyle bir bakar ki,eşlik eder size derdinizde anlarsınız.
Anlayacağınız sözün kısası ; adı gibidir, tam bir LOKUM dur.
Yenilesi…
Sevgiyle kalın.
G.Banu KOCATEPE
Yorumlar
Yorum Gönder