DEDİ-KODU
Dedi-kodu;
Aklıma
bir hikaye geldi; adamın biri nam salmış bir bilgeye gelmiş ve dedikodu
yaptığını bundan pişman olduğunu söylemiş. Affedilmeyi beklemiş. Bunun üzerine
bilge seni affederim ve affedilmeni sağlarım belki ama bunun için yarın köy meydanına, kuş tüyü yastık alarak gel ve beni bekle
demiş.
Bilge
boşuna bilge olmamış amacı dedikoducuya ders vermekmiş.
Köy
meydanında buluştuklarında bilge elindeki makası dedikoducuya vermiş ve kuş
tüyü yastığı kesmesini istemiş.
Dedikoducu
denileni yapmış,tüm tüyler etrafa saçılmış,uçuşmuş.
Bilge
haydi şimdi hepsini topla demiş dedikoducuya, fakat nasıl olur demiş
dedikoducu, her bir tüy başka yere gitti, bahçenin arkasına bile uçtular, demiş.
Bilgede
bunun üzerine işte dedikodu böyle bir olgudur.
Temizlenemez,
toplanamaz demiş.
Aldığı
ders dedikoducuya kapak olmuş ancak artık çok geç olmuş.
DEDİ-KODU;
Başkalarının
özel ya da kişisel mevzularının ortalarda alakasız kişilerle konuşulması
halidir.
Kulaktan
kulağı oyunu gibi, dolana dolana bambaşka hal alır.
Akım
derken bokum olur.
Denenin
üstüne (dedi) üstüne abartılar ve
yorumlarla birazda eklenip kodumu oldu
mu sana ‘’dedikodu’’.
İşsiz
ve güçsüzlerin işidir.
Farklı
pencerelerden bakamayanların işidir.
Gönül
kapısı kapalıların,art niyetlilerin işidir.
Güven
ve moral erezyonuna sebep olduğundan incitir, küstürür.
Gruplaştırır.
Düşmanımın
düşmanını dostumlaştırır.
Sonuç
olarak kötüdür çok kötü.
Ayıptır,günahtır.
Kar
edeni görülmemiştir.
Sadece
kendilerini rezil etmişlerdir.
Allaha
havale edilmelidir.
Acil
tarafından…
G.Banu
KOCATEPE
Mayıs
2013
Yorumlar
Yorum Gönder