HERBOCOLOJY



Herbokolog; kelimenin patenti bana ait değil.Önce bunu belirtmek isterim.Çünkü korsan, çalıntı, intial olan her şeye karşı olan biriyim.

Fakat duyduğum anda vuruldum bu kelimeye. Hemen belleğime yerleştirdim ve gerektiğinde kullanır hale, çok sık kullanır oldum.

Düşündümde herbokoloji diye bölüm açsa Üniversiteler, gerçekten yetiştirilmiş eğitimli herbokologlar istihdam edilse.

Böyle eğitimsiz herbokologlar değil. Hakkını verseler herbokolog olmanın.

Bilmişlik, herbokologluk aslında bazılarında kronik. Tedavi edilmeli fakat doktoru yok. Doktorların uzmanlık alanlarında yok.

Bu herbokologluk öyle bir şey ki gözlemlerime dayanarak söylüyorum tabii yoksa bu grupta değilim çok şükür. Gerçi geçenlerde yazdığım ‘’bilgisiz bilge’’ yazısından sonra arkadaşın biri hemen tweet atmış ‘’kişi kendini nasıl bilir ise ‘’  gibilerinden ama,  üstüme alınmadım.Kendimi çok iyi biliyorum.Herbokolog değilim.Heniz o kademeye gelmedim.

Herbokologlar, çok bilmişler, her şeyi bildikleri hatta çok iyi bildiklerini sandıkları gibi, bir de Baş Öğretmen edası ile,  sürekli size öğrenci gibi anlatırlar.

Bir anım var. Yaşça benden çok büyük bir iş paydaşım, bir gün balık, yediği balığı anlattı. Öyle bir anlattı ki ya bizim ülkemizde yok ya da ben gerçekten bilmiyorum diye düşündüm. Muhabbetin sonunda balık, adamın ballandıra ballandıra anlattığı balık bildiğimiz palamut çıktı.

Kulakları çınlasın. Satış, marketing dedikleri bu olsa gerek.Ya da diğer deyim ile herbokolog. Şu marketing kelimesini doğru mu yazdım acaba? Nasılsa bir herbokolog çıkar uyarır, ya da tweet atar, facebooka da  koyabilir.


Bu değerli kelimeyi, kelime hazineme yerleştiren patent sahibine ve eski anılarımı tarihin sayfalarından çıkarıp yazıya döktüren , tazelendiren,  iş paydaşıma selam ve sevgiyle...

G.Banu KOCATEPE
Mart 2013


Yorumlar

Popüler Yayınlar